KLARNET BEKİNİN ÖNEMİ

Başlıksız-14_Çalışma Yüzeyi 1

KLARNET BEKİNİN ÖNEMİ

Bek için klarnette tonun çıkış noktası diyebiliriz. İyi bir bek tonun yüzde 80 ini etkilediği gibi icra esnasında, icracıya üfleme rahatlığı sağlar. Bunun yanı sıra vibrato, glissando, flutter tongue gibi farklı birçok teknikte icracıya kolaylık sağlar. Aynı zamanda iyi bir ağızlık klarnet enstrümanının entonasyonunu da etkilemekle birlikte, ucuz-basit bir malzemeden üretilmiş bir klarnete de sınıf atlatır.

Açıklıklarına göre 2 çeşit bek vardır ;

Açık bek : Kamışın beke yerleştirildiği zaman, kamış ile bekin uç kısımlarının arasındaki eğim mesafesinin fazla olmasıdır.
Dezavantaj ; Açık bekde mesafenin fazla olmasından dolayı icracının harcamış olduğu nefes fazladır.

Kapalı bek : Kamışın beke yerleştirildiği zaman, kamış ile bekin uç kısımlarının arasındaki eğim mesafesinin az olmasıdır.
Dezavantaj ; kamış ile bekin mesafesinin dar olmasından dolayı ise, Dudak hareketlerinin kısıtlı olması ve farklı teknikleri uygulamak zordur.

TÜRK MÜZİĞİ İCRASINDA AÇIK BEK TERCİH EDİLMESİNİN SEBEBİ

Bu konuda farklı görüşler olmakla birlikte en yaygın düşüncelerden bazıları şunlardır ;

Eskiden şuan ki teknolojinin olmamasından kaynaklanan imkan eksikliklerinden dolayı icra edilen ortamda ne ses sistemi ne de doğru düzgün mikrofon bulmak mümkündü. Ayrıca o dönemde piyasa müziği olarak adlandırabileceğimiz ve piyasada sanatçı arkası çalan müzisyen sayısı çok azdı. Genellikle klarnetistler o dönemde köy meydanlarında düğün tarzı geleneksel icralarda bulunurlardı. (Klarnette Meydan beki tabiri de burdan gelmektedir) İşte bu yüzden de klarinetistler genellikle akustik olarak enstrümanlarını hiçbir cihaza bağlamadan mikrofonsız çalmak durumundalardı. Fakat klarnetlerinin de duyulması gerekmekteydi.

İşte bu yüzden klarnetten gür ses çıkmasına yardımcı olacak "Açık beke" ihtiyaçları vardı.

Diğer bir düşünce ise ;
Bildiğiniz üzere Türk müziği icrası, birçok müzik türüne göre duyumsal anlamda daha farklı bir konumdadır.

Kullanılan quarter tone (çeyrek tonlar-multıtonal tonlar) bakımından bu seslerin icrası da doğal olarak daha farklı olmak durumundadır.

Klasik batı müziği gibi daha köşeli bir müzik türünde dudak hemen hemen pozisyon değişdirmeden sabit bir konumdayken, Türk müziği icrasında sesler daha yuvarlak düşünülmeli ve özellikle alt dudak icrada üflenmesi gereken sesin farklılığına göre değişik pozisyonlarda kullanılmalıdır. (Kamış-sıkıp gevşetme)

Kapalı bekte, bek ile kamışın uç kısımlarının arasında ki mesafenin darlığından dolayı, dudağı özgür bırakmanın çok fazla mümkün olmayacaktır. İşte bu yüzden Türk müziği icrasında genel olarak açık bek tercih edilmekte.

Fakat benim önerim her zaman yeni başlayan arkadaşlarımızın kapalı bek ile başlamalarıdır.
Bunun sebebi ise hem entonasyonu oturtmak
hemde başlangıçta saza daha rahat hakımıyet kurmaktır.

Dudak, yüz ve çene kaslarının gelişmesi ile birlikte kapalı bekten, açık beke kademe kademe geçilmesi de en doğru karardır.

İyi çalışmalar dilerim...

Onur SAĞLAM